SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CİHAD ve SİYER BAHSİ

<< 1797 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

114 - (1797) حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا سفيان عن الأسود بن قيس؛ أنه سمع جندبا يقول:

 أبطأ جبريل على رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال المشركون: قد ودع محمد. فأنزل الله عز وجل: {والضحى. والليل إذا سجى. ما ودعك ربك وما قلى} [93 /الضحى /1 و 2 و 3].

 

[ش (ودع) أي ترك ترك المودع. ومن ودع أحدا مفارقا له فقد بالغ في تركه. وسمى الوداع وداعا لأنه فراق ومتاركة.

(وما قلى) أي وما قلاك. يعني ما أبغضك].

 

{114}

Bize ishâk b. ibrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Esved b. Kays'dan naklen haber verdi ki, kendisi Cündüb'ü şunu söylerken işitmiş :

 

(Bir ara) Cibril, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelmekte gecikti. Bunun üzerine müşrikler: Muhammed'e veda' edildi. Dediler. Allah (Azze ve Celle) de:

 

«Kuşluk zamanına ve sakinleştiği vakit geceye yemîn ederim ki, Rabbin sana ne veda' etti, ne de küstü!» [Duha ilk 3 ] ayeti indirdi.

 

 

115 - (1797) حدثنا إسحاق بن إبراهيم ومحمد بن رافع (واللفظ لابن رافع) (قال إسحاق: أخبرنا. وقال ابن رافع: حدثنا يحيى بن آدم). حدثنا زهير عن الأسود بن قيس. قال: سمعت جندب بن سفيان يقول:

 اشتكى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فلم يقم ليلتين أو ثلاثا. فجاءته امرأة فقالت: يا محمد! إني لأرجو أن يكون شيطانك قد تركك. لم أره قربك منذ ليلتين أو ثلاث. قال: فأنزل الله عز وجل: {والضحى. والليل إذا سجى. ما ودعك ربك وما قلى}.

 

[ش (قربك) بكسر الراء والمضارع يقربك، بفتحها، أي دنا منك.

(سجى) أي سكن وستر الأشياء بظلمته].

 

{115}

Bize ishâk b. ibrahim ile Muhammed b. Râfi' rivayet ettiler. Lâfız ibni Râfi'indir. (ishâk; Bize haber verdi ta'bîrini kullandı, İbni Râfi' ise: Bize Yahya b. Âdem rivayet etti, dedi.) (Yahya demişki:) Bize Züheyr, Esved b. Kays'dan rivayet etti. Demiş ki: Ben Cündüb b. Süfyân'ı şöyle derken işittim :

 

Resûlullah (SallalIahu Aleyhi ve Sellem) rahatsızlandı da iki veya üç gece kalkamadı. Derken ona bir kadın gelerek :

 

— Yâ Muhammed! Ben şeytanın seni terk etmiş olmasını cidden umarım! Onun iki veya üç gecedir sana yaklaştığını görmedim! Dedi. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle):

 

«Kuşluk zamanına ve sakinleştiği vakit geceye yemîn ederim ki, Rabbin sana ne veda' etti; ne de küstü!» âyetlerini indirdi.

 

 

(1797) - وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة ومحمد بن المثنى وابن بشار. قالوا: حدثنا محمد بن جعفر عن شعبة. ح وحدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا الملائي. حدثنا سفيان. كلاهما عن الأسود بن قيس، بهذا الإسناد، نحو حديثهما.

 

{…}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed  b. Müsennâ ve ibni Beşşâr da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer, Şu'be'den rivayet etti. H.

Bize ishâk b. ibrahim dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Mülâî haber verdi. {Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. Her iki râvi Esved b. Kays'dan bu isnadla ikisinin hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhâri «Kitâbü't-Tefsîr» ile «Kıyamü'l-leyl» bahislerinde tahrîc etmiştir.

 

Nebi (SallalIahu Aleyhi ve Sellem)'in birkaç gece teheccüd namazına kalkamadığını görerek ona gelen kadın Ebû Süfyân'ın kız kardeşi Ümmü Cemil Avrâ' binti.Harb'tir. Bu kadın Ebû Leheb'le evli olup «Leheb» sûresinde, odun taşır vaziyette haşrolunacağı bildirilmiştir.

 

Âyetteki tevdî'den murâd: Terk etmektir. Zira vedalaşan bir kimse o şahsı mübâlegah bir surette terk etmiş olur.

 

Cibril (Ateyhisselâm)'ın Nebi (SallalIahu Aleyhi ve Sellem)'e kaç zaman gelmediği ihtilaflıdır. ibni Cüreyc'den oniki gün gelmediği rivayet olunmuş; ibni Abbâs (Radiyallahu anh) onbeş, bir rivayette yirmibeş gün gelmediğini söylemiştir. Mukaatil bu müddetin kırk gün olduğunu bildirmiştir. Üç gün olduğunu söyleyenler de vardır.

 

Hz. Cibrîl'in niçin gelmediği hususunda da birkaç kavil vardır:

 

a) Resûlullah (SallalIahu Aleyhi ve Sellem)'in hizmetçisi Havle (Radiyallahu anh)'dan rivayet olunduğuna göre Nebi (SallalIahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin yatağının altında bir köpek eniği ölmüş. Bu arada birkaç gün vahi kesilmiştir. Havle'ye :

 

«Yâ Havle! Benim evimde ne oldu?» diye sormuş. Bunun üzerine Hz. Havle evi güzelce süpürmüş. Bir de bakmış ki yatağın altında bir köpek eniği ölmüş!.. Hemen onu oradan atmış. Az sonra Resûlullah (SallalIahu Aleyhi ve Sellem) sakalı titreyerek gelmiş; ve:

 

«Yâ Havle! Beni ört!» demiş. Ve Duhâ sûresi inmiş.

 

b) Mukaatil'in  rivayetine göre vahiy gecikince müslümanlar: Yâ Resûlâllah! Sana gelen vahiy durdu! demişler. O da şu cevâbı vermiş:

 

«Siz mafsallarınızı temilzemediğiniz, tırnaklarınızı da kesmediğiniz halde vahiy nasıl iner!»

 

c) ibni ishâk'dan rivayete göre müşrikler Nebi (SallalIahu Aleyhi ve Sellem)'e Hızır, Zülkarneyn ve ruhu sormuşlar. O da ertesi gün cevap vereceğini söylemiş, fakat inşaallah dememiş. Bundan dolayı Cibril (Aleyhisselam) birkaç gün gelmemiş. Müşrikler bunu görünce:

 

— Rabbi onu terk etti! demişler. Az sonra Cebrail (Aleyhisselâm) Duhâ sûresi ile birlikte :

 

«Sakın bir şey için: Ben bunu yarın yaparım; deme! Ancak inşaallah dersen o başka!» [Kehf 23-24] âyetini getirmiş.

 

Duha : Kuşluk zamanı demektir. Buradaki kasem: Kuşluğun Rabbine yemin olsun! şeklinde takdir olunur.

 

Kala: Sevginin zıddı, yani buğz etmek ve küsmektir.